'-sen seversin' bir insanın duyabileceği en güzel cümle.
Kirazı, güneşi, çiçekleri, kedileri, gözlükleri, çikolatayı, kumsalı, gece gezmesini, çalıp oynamayı...
Aslında her şeyi kavramak, mantığa sığdırmak çok basit. Seninle karşılaştığımız yaz ben bütün çizgilerimi silikleştirmiş, sakinliğimi bozacak rüzgara kendimi hazırlamıştım hiç farkında olmadan. Sen aslında herhangi biriydin, ama harika bir görünümdeydin. Gözlerin aydınlatamayacağı hiçbir karanlık yokmuş gibi inandırıyordu insanı sürüklendiği aşka. Ve evet mantıken ben artık birini sevmek için kendimi serbest bırakmıştım ve sen kimsem olabilecek tek kişiydin.
Bu basit hazır olma halinde karşıma bunu hissettiren kişinin çıkması şansla mı açıklanır yoksa kaderle mi bilmiyorum ama bu her ne ise ona minnettarım. Çünkü bana '-sen seversin' diye başlayan cümleler kurabilecek kadar yakınım olmuş bir adam bahşetti, bir süreliğine bile olsa yaşadığım minnete değerdi.
Bilirim.
Sen seversin, kahvaltıdan sonra çayını temiz bardakta içmeyi.
Sen seversin, bilmediğin şehrin sokaklarında gezerken çocuklara gülümsemeyi.
Sen seversin, araba kullanırken radyo açıp Türk Sanat Müziği dinlemeyi.
Sen seversin, çalışmayan aletleri tamir etmesini.
Sen seversin, bir söyleyip beş gülmeyi.
Sen seversin, kitapçılara girip çıkmayı.
Sen seversin, gün doğumunda&gün batımında yüzmeyi.
Sen seversin, domatesi pazardan seçip almayı.
Sen seversin, anneannenin yemeklerini.
Sen seversin, çocukluk anılarını anımsatan limonlu dondurmayı.
Sen seversin, uyumadan önce yıldızları izlemeyi...
Bunlar 2 yıl önceydi.
Alışkanlıkların değişti mi?
Bu basit hazır olma halinde karşıma bunu hissettiren kişinin çıkması şansla mı açıklanır yoksa kaderle mi bilmiyorum ama bu her ne ise ona minnettarım. Çünkü bana '-sen seversin' diye başlayan cümleler kurabilecek kadar yakınım olmuş bir adam bahşetti, bir süreliğine bile olsa yaşadığım minnete değerdi.
Bilirim.
Sen seversin, kahvaltıdan sonra çayını temiz bardakta içmeyi.
Sen seversin, bilmediğin şehrin sokaklarında gezerken çocuklara gülümsemeyi.
Sen seversin, araba kullanırken radyo açıp Türk Sanat Müziği dinlemeyi.
Sen seversin, çalışmayan aletleri tamir etmesini.
Sen seversin, bir söyleyip beş gülmeyi.
Sen seversin, kitapçılara girip çıkmayı.
Sen seversin, gün doğumunda&gün batımında yüzmeyi.
Sen seversin, domatesi pazardan seçip almayı.
Sen seversin, anneannenin yemeklerini.
Sen seversin, çocukluk anılarını anımsatan limonlu dondurmayı.
Sen seversin, uyumadan önce yıldızları izlemeyi...
Bunlar 2 yıl önceydi.
Alışkanlıkların değişti mi?